Categories: Haberler

Kentsel Dönüşümün Ötesinde: Geleceğin Şehirleri İçin Kentsel Vizyon Gerekli


Deprem riski, yapı güvenliği ve sosyal yaşam kalitesi gibi konular, kentsel dönüşüm kavramını Türkiye’nin gündeminde ilk sıralara taşıdı. Ancak uzmanlara göre fiziksel yenilenmenin ötesine geçilerek, sürdürülebilir ve bütüncül bir “kentsel vizyon” anlayışının benimsenmesi gerekiyor.


Kentsel Dönüşümden Kentsel Vizyona Geçiş Zamanı

Türkiye’de 20 yılı aşkın süredir uygulamada olan kentsel dönüşüm politikaları, büyük ölçüde yapı stokunun yenilenmesine odaklanıyor. Ancak bu süreç, birçok şehirde estetik kaygılar, sosyal uyumsuzluklar ve altyapı yetersizlikleri gibi sorunları da beraberinde getirdi. Artık dönüşümün sadece bina yenileme değil, yaşam biçimlerini dönüştürme anlamına gelmesi gerektiği vurgulanıyor.

Uzmanlar, sadece betonarme yapıların değil, aynı zamanda kentin ruhunun, sosyal dokusunun ve çevresel sürdürülebilirliğinin de dönüşüm planlarına entegre edilmesi gerektiğini belirtiyor.


Kentsel Vizyon Nedir, Neden Önemlidir?

Kentsel vizyon, bir kentin yalnızca bugünkü ihtiyaçlarını değil, gelecek nesillerin yaşam kalitesini de gözeten planlama anlayışıdır. Bu vizyon, kentlerin:

  • İklim değişikliğine uyum
  • Afet risklerine dayanıklılık
  • Sosyal kapsayıcılık
  • Ulaşılabilirlik ve altyapı uyumu
  • Kültürel kimlik korunması

gibi temel prensipler doğrultusunda yeniden şekillenmesini kapsar.

Özellikle 2023 Kahramanmaraş depremleri sonrası, riskli yapıların hızla yenilenmesinin önemi kabul görürken, bu süreçte acelecilik yerine planlama anlayışının öncelik kazanması gerektiği vurgulanıyor.


Sadece Bina Değil, Mahalle Yenilenmeli

Kentsel dönüşüm projeleri çoğu zaman sadece yapılar üzerinden ilerliyor. Ancak bu yaklaşım, mahalle kültürünün kaybına, sosyal bağların zayıflamasına ve kimliksiz kent parçalarının ortaya çıkmasına yol açabiliyor.

Yeni nesil kentsel vizyon projelerinde şu unsurlar ön plana çıkmalı:

  • Mahalle bazlı planlama ve sosyal analiz
  • Ortak yaşam alanlarının artırılması
  • Yaya öncelikli ulaşım sistemleri
  • Karma kullanım alanları (konut, ticaret, sosyal alan birlikte)
  • Yeşil altyapı ve karbon nötr yapı hedefleri

Bu yaklaşım, sadece binaları değil, insanların yaşam biçimlerini ve sosyal ilişkilerini de dikkate alıyor.


Veri Temelli ve Katılımcı Süreçler Gerekiyor

Yeni nesil şehircilik anlayışında veriye dayalı karar mekanizmaları büyük önem taşıyor. Akıllı şehir uygulamaları, dijital kentsel analizler ve çevresel etki değerlendirmeleri, dönüşüm sürecine yön veren enstrümanlar arasında yer almalı.

Ayrıca kent sakinlerinin bu sürece aktif olarak katılması, “kente dair kararların” yalnızca teknik uzmanlar tarafından değil, kullanıcılar ve mahalle sakinleriyle birlikte alınması gerekiyor.

Katılımcı bir vizyon için önerilen adımlar:

  • Yerel halkla düzenli bilgilendirme toplantıları
  • Online oylama ve öneri platformları
  • Gençlik ve kadın meclisleriyle istişare süreçleri
  • Şeffaf bütçe ve planlama paylaşımı

Bu yöntemler, sadece fiziksel değil, demokratik bir kentleşme sürecinin de önünü açıyor.


Doğal Afetlere Dirençli Kentler İçin Stratejik Planlama Şart

Türkiye gibi deprem kuşağında yer alan ülkelerde, kentsel vizyonun bir diğer temel boyutu da afet dirençliliğidir. Ancak sadece yapıların depreme dayanıklı inşa edilmesi yeterli değildir; aynı zamanda ulaşım, sağlık, iletişim ve enerji altyapılarının da senaryolara uygun olarak planlanması gerekir.

Bu bağlamda Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından yayınlanan yerel risk haritaları ve mikro-bölgeleme çalışmaları mutlaka kentsel planlamalara entegre edilmelidir.


Kültürel ve Tarihi Dokuya Saygılı Yaklaşımlar Geliştirilmeli

Modern şehircilik uygulamaları ile tarihi dokunun çatıştığı örnekler, birçok şehirde mimari uyumsuzluklara neden oldu. Kentsel vizyonun bir parçası olarak, yerel mimari ögelerin korunması, tarihi binaların restore edilerek yaşatılması ve yeni projelerde bu kimliğe sadık kalınması hayati önem taşıyor.

Bu konuda UNESCO Dünya Mirası listesine giren kentlerin koruma ve planlama pratikleri örnek alınabilir. Özellikle Tarihi Yarımada gibi alanlarda yürütülen projelerin, özgün mimariyi destekleyici şekilde hayata geçirilmesi gerektiği vurgulanıyor.

Yönetici

Recent Posts

Konut Satışları Artarken Fiyatlar Reel Olarak Düştü: Gayrimenkul Piyasasında Denge Arayışı

Türkiye genelinde konut satışları Mart 2025 itibarıyla artış gösterirken, konut fiyatlarındaki reel gerileme dikkat çekti.…

7 saat ago

Ege’nin Kalbinde Yeni Bir Lüks Deneyim: Arts Hotel Yalıkavak 15 Mayıs’ta Misafirlerini Ağırlamaya Başlıyor

Yalıkavak’ın eşsiz manzarası ve butik lüks anlayışıyla öne çıkan yeni konaklama noktası Arts Hotel, 15…

3 gün ago

Altın Fiyatlarında Yeni Zirve Kapıda mı? Piyasalar Bu Hafta Neye Hazırlanmalı?

Geçtiğimiz haftalarda üst üste rekorlar kıran altın, yatırımcıların odağında. Bu hafta ons ve gram altın…

4 gün ago

Arazi Üzerine Ev Yapmak Mümkün mü? İmar Durumu, Ruhsat ve Hukuki Detaylar

Kendi evini doğayla iç içe bir arazide inşa etmek isteyen pek çok kişi, “Boş arazi…

6 gün ago

İstanbul’da Konut Sahibi Olmak İsteyenlere Müjde: “Yarısı Bizden” Kampanyası Sürüyor

İstanbul'da riskli yapılarda oturan vatandaşlar için hayata geçirilen “Yarısı Bizden” kampanyası, büyük ilgi görmeye devam…

1 hafta ago

TOKİ’den Aile Odaklı Yeni Adım: 3 Çocuklu Ailelere Konut Başvurusunda Öncelik Hakkı

Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ), sosyal konut projelerinde aile yapısını destekleyecek yeni bir uygulamaya geçiyor.…

2 hafta ago