Gayrimenkul sektörü, finansman erişiminin önündeki engellerin kaldırılması durumunda yeniden hareketlenebilir. Uzmanlara göre, uygun kredi imkanları sağlanırsa konut satışlarında ciddi bir yükseliş dalgası yaşanabilir.
Türkiye’de konut satışları son dönemde durağan bir seyir izlerken, sektör temsilcileri çözümün anahtarı olarak “finansmana erişim” sorununu gösteriyor. Yüksek faiz oranları, artan maliyetler ve azalan tüketici güveni; konut sahibi olmayı hayal eden vatandaşları beklemeye iterken, inşaat firmaları da arz-talep dengesinde sıkışıyor. Ancak sektörün önde gelen isimlerine göre, uygun maliyetli kredi modelleri ve finansal destek paketleri devreye girerse satışlarda adeta bir patlama yaşanabilir.
Durgunlukta En Büyük Etken: Kredi Erişimi
Konut almak isteyen birçok vatandaş için en büyük engel, yüksek faiz oranlarıyla ulaşılması zor hale gelen konut kredileri. Özellikle son iki yılda yaşanan ekonomik dalgalanmalar ve merkez bankası politikaları, kredi faizlerini yukarı çekti. Bu durum hem sıfır konutlarda hem de ikinci el piyasasında alım kararlarının ötelenmesine neden oldu.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre, konut satışları bir önceki yıla göre yüzde 25’e varan düşüşler gösterdi. Ancak aynı raporda dikkat çeken bir detay da var: Peşin alım ya da düşük faizli kampanyaların olduğu dönemlerde satışlar kısa süreli de olsa ciddi artış gösteriyor. Bu da finansmanın konut talebi üzerindeki etkisini açıkça ortaya koyuyor.
Sektörden Net Mesaj: Finansman Çözülürse Satışlar Uçar
İnşaat sektörü temsilcileri, konut piyasasındaki daralmanın kalıcı olmadığını ve alım gücü desteklenirse hızlı toparlanmanın mümkün olduğunu savunuyor. Özellikle kamu bankalarının düşük faizli konut kredisi kampanyaları ya da alternatif ödeme planlarıyla sektöre yeniden ivme kazandırılabileceği belirtiliyor.
Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği (KONUTDER) Başkanı tarafından yapılan son açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Talep güçlü ama ulaşım zor. Finansal çözüm sağlanırsa bekleyen potansiyel alıcı hemen harekete geçer. Bu da sadece gayrimenkul değil, 200’den fazla sektörü canlandırır.”
Alternatif Modeller ve Yeni Dönem Stratejileri
Özel bankalar da bu tabloyu yakından takip ediyor. Bazı bankalar, konut kredisi vade uzatımı, değişken faizli kredi sistemleri veya belirli gelir gruplarına özel destekli kredi paketleri üzerinde çalışmalar yürütüyor. Aynı zamanda, konut üreticileri de “kira öder gibi ev sahibi ol” kampanyaları ile peşinatı düşük tutarak daha geniş kesimlere hitap etmeye çalışıyor.
Ayrıca finansal teknoloji şirketlerinin sunduğu alternatif ödeme çözümleri, bireylerin konut alımında yeni seçenekler oluşturuyor. Bu dijital çözümler, özellikle genç nüfusun dikkatini çekiyor.
Yatırımcılar da Harekete Geçmeyi Bekliyor
Yalnızca bireysel alıcılar değil, yatırımcılar da finansman ikliminin değişmesini bekliyor. Dövizdeki dalgalanma ve altın gibi geleneksel yatırım araçlarında yaşanan belirsizlik, birçok yatırımcının gayrimenkule yönelmesine neden olmuştu. Ancak finansman koşullarının zorlaşması, yatırım planlarının askıya alınmasına yol açtı.
Analistler, 2025 yılı içinde kredi oranlarında olası bir gevşemenin, hem bireysel hem kurumsal yatırımcıları tekrar piyasaya çekeceğini ve konut stoklarının erimesinde kritik rol oynayacağını vurguluyor.
Devlet Destekli Paketler Gündemde
Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın ortak bir konut finansmanı paketi üzerinde çalıştığı da kamuoyuna yansımış durumda. Bu paketin özellikle ilk kez ev alacaklara düşük faizli, uzun vadeli kredi imkanı sunacağı; aynı zamanda sosyal konut projeleriyle de destekleneceği belirtiliyor.
Eğer bu paket hayata geçirilirse, özellikle büyükşehirlerde bekleyen ciddi talep yeniden devreye girebilir. Uzmanlara göre, konut kredi faizlerinin %1,2 seviyelerine çekilmesi durumunda piyasada %40-50 bandında bir satış artışı yaşanabilir.